Avukat Sertuğ Sürenoğlu, 13 Nisan 2019’da, İstanbul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı bir düğün nedeniyle trafiğin durdurulmasına tepki göstermişti. Sürenoğlu, Cumhurbaşkanı’nın yakın korumaları tarafından bir araca alınarak darp edilmişti.
Sürenoğlu’nun şikayetiyle açılan soruşturma sonunda “kovuşturmaya yer yok” kararı verilmiş, bunun üzerine Sürenoğlu karara itiraz etmişti.
ANKA Haber Ajansı’nın haberine göre, İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan ilk duruşmaya müşteki Sertuğ Sürenoğlu ve avukatlarının yanı sıra Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı, Avukat Hakları Genel Sekreteri İbrahim Burak ve İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç ve Muğla, Tekirdağ, İzmir barolarından temsilciler de katıldı.
Mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, beyan içeriği ve müşteki hakkında düzenlenen rapor dikkate alındığında sanıklara isnat edilen zor kullanma yetkisini aşmak suretiyle basit kasten yaralama eyleminin bir bütün halinde ‘işkence’ suçunu oluşturma ihtimali bulunduğundan, işkence suçunda da delileri takdir etme ve sanıklarının hukuki durumlarını değerlendirme görev ve yetkisinin ağır ceza mahkemesinin görevi ve yetkisi kapsamında kaldığı dikkate alındığında mahkemece görevsizlik kararı verilmesini talep etti.
Müşteki vekili Ömer Kavili mütalaaya katıldığını belirtti ve şunları söyledi: “Güç zehirlenmesi yaşayan sanıklar sadece işkence suçuyla kalmamış iftira suçu da, resmi evrakta sahtecilik suçu da işlemişlerdir.”
İSTANBUL BAROSU BAŞKANI FİLİZ SARAÇ: SÜRECİ UZATAN KİM VARSA YARGI ÖNÜNE ÇIKMALI
İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç ise, “İddianamede basit yaralama olarak geçiştirilmeye çalışılan suçlar basit bir yargılama olmaktan çok ötedir. Anayasa’nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin temel haklar olarak nitelendirdiği pek çok hakkının ihlal edildiği görülmektedir. Cumhurbaşkanının yakın korumalarının ertesi gün yargı önünde eksiksiz olarak çıkarılmaları gerekirken 5 yıldır bu soruşturma sürmüştür. Bu nedenle yargılamada sadece 2 polis değil o gün orada işkenceyi izleyen ve 5 yıl boyunca süreci uzatan kim varsa yargı önüne çıkmalıdır” dedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme sanıkların üzerine atılı olan eylemin işkence suçunu oluşturma ihtimali dolayısıyla dosyanın yetkili ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetti.
(HABER MERKEZİ)