Tarihi hakikatle yüzleşme zorunluluğu!
Alevilerin Yaşadığı Sorunlar ve Çözüm Yolları
“Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
Yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük.
Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi…”
Uğru Mumcu
Saygıyla anıyorum…!
Aleviliğin tarihçesi ve doğuşu üzerine farklı görüşler bulunmaktadır. Bazılarına göre Alevilik, Hz. Ali ile başlayan Velayet makamının bir yansımasıdır. Diğerleri ise Aleviliği, Orta Asya Türk inancı olan Şamanizm’in Anadolu yorumu olarak görmektedir. Bir başka görüşe göre ise Alevilik, İslam’ın Anadolu yorumudur. Bazılarına göre ise Alevilik, Zerdüştlüğün Anadolu’daki temsilcisidir. Bu farklı görüşler, Alevilik konusunda çeşitli tartışmalara neden olmaktadır.
Son yıllarda Alevilerin karşılaştığı sorunlar artmaktadır. Başlangıçta inançsal sorunlar olarak görülen bu zorluklar, şimdi yaşamsal konular haline gelmiştir. Devletin Alevilerin temel haklarına karşı tutumu ve Sünni bakış açısı, temel sorunların kaynağını oluşturmaktadır. Siyasi iktidarın bazen şiddete varan yaklaşımları, sorunları daha da derinleştirmektedir.
Alevi ibadet yerlerinin yasal statüye kavuşturulamaması, eğitim kurumlarına atanan imamlar aracılığıyla Alevi çocuklarına zulmedilmesi, devlet kurumlarından Alevilerin tasfiyesi, Alevi köy ve mahallelerine tehditlerle cami yapılması gibi sorunlar giderek artmaktadır. Bu durum, sadece belirli bir döneme veya siyasi iktidara özgü bir politika olarak değil, geçmişten günümüze süregelen devlet uygulamalarının bir sonucu olarak görülmelidir.
Tüm bu sorunların kaynağı, ülkedeki Sünni egemenliğin tarihsel süreçten günümüze taşıdığı önyargılı reflekslerdir. Alevi düşmanlığı, bu önyargıların en büyük belirtisidir. Bazı milliyetçi kesimler için Alevilik hala ‘sapkın inanç’ olarak görülmektedir. Bazı müşrik-rafizi gruplar ise Muaviye ve Yezid’i kutsayarak, ‘Alevilerin katledilmesinin vacip’ olduğunu iddia etmektedir.
Alevilere yönelik ayrımcı, düşmanlık ve inkar politikaları, modern çağın kabul edilemez birer örneğidir. Alevilerin İslam ve Kur’an’a yaklaşımı, diğer Müslüman gruplardan farklılık göstermektedir. Alevilerin bu temel farklılığı, Kur’an’a olan yaklaşımlarında yatmaktadır.
Alevilerin sorunlarının kökeni, Türk-İslam Sentezi anlayışındaki devlet yapısından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle sorunların çözümü, var olan sistemle hesaplaşmayı gerektirmektedir. Alevi toplumu, Alevi dedeleri ve aydınları öncülüğünde, demokrasi güçlerinin de destek verdiği bir şekilde yol haritası çizmelidir. Çözüm, birlikte hareket ederek, demokratik değerlere sahip çıkarak ve gerçek amaçlar doğrultusunda adımlar atarak mümkün olacaktır.
Bu zorlu süreçte, Kurtuluş ancak birlikte olabileceğimizde mümkün olacaktır!