Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Amerikan Bloggerlar ile Yaptığı Röportajda Gündemdeki Konuları Değerlendirdi
Rusya ile ABD arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi sürecine odaklanan Lavrov, geçen ay Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleşen görüşmelere dikkat çekti. ABD heyetinin bu görüşmelere önemli isimlerle katıldığını belirten Lavrov, ilişkilerin temel olarak ABD’nin ulusal çıkarlarının korunmasına dayandığını vurguladı. Ülkeler arasındaki çıkarların tamamen örtüşmediğine dikkat çeken Lavrov, ancak ortak noktalar bulunduğunda bunları değerlendirerek birlikte hareket etmenin önemine işaret etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland planlarına ilişkin yorumlarına da değinen Lavrov, bu konuda Ukrayna’nın Rusya’nın güvenliği açısından daha önemli olduğunu ifade etti. Ayrıca, Trump’ın Rusya ve Çin ile nükleer silahsızlanma görüşmelerine başlamak istediğini belirtti ve bu konuda her türlü formatta görüşmelere açık olduklarını söyledi.
Rusya ile ABD arasında stratejik istikrara yönelik diyaloğun büyük önem taşıdığını vurgulayan Lavrov, Ukrayna’nın NATO’ya üyelik sürecini eleştirerek, bu durumun ülkenin anayasasına ve bağımsızlık bildirgesine aykırı olduğunu ifade etti.
Minsk Anlaşmaları ve Avrupa Birliği Üzerine Yorumlar
Lavrov, Avrupa’nın Ukrayna krizine yaklaşımını eleştirerek Almanya ve Fransa’yı Minsk anlaşmalarını bozmakla suçladı. Öte yandan, Avrupa Birliği’nin artık ekonomik bir proje olmadığını savunan Lavrov, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e karşı sert ifadeler kullandı.
ABD ile temaslarda ele alınan Basra Körfezi ve İran nükleer anlaşması konularına da değinen Lavrov, ABD’nin programı yeniden canlandırma isteğine destek verdiğini ancak yeni anlaşmanın siyasi şartlarla zorunlu olmasının endişe verici olduğunu belirtti. Lavrov ayrıca, İran’ın Irak, Lübnan ve Suriye’deki destek faaliyetlerine ilişkin denetimlerin işe yaramayacağı konusunda endişelerini dile getirdi.
Bakan Lavrov, bazı Avrupalı ülkelerle de İran nükleer sorununa dair temasların devam ettiğini ve Suriye’de ulusal birlik hükümeti kurma umudunu paylaştı. Son olarak, NATO ülkelerinin Ukrayna’ya barış güçleri konuşlandırma ihtimaline karşı çıktıklarını ve bu durumu kabul etmediklerini belirtti.
